RUHLAR MECLİSİ
RUHLAR MECLİSİ
Evet büyük ve seçilmiş bir meclis, Ruhlar meclisi
Daha öncede öyle bir alemdeydi ruhlar.
Ancak tasnif edilmesi ve takdir edilmesi gerekti.
Onun için kalite kontrol merkezi olan dünyaya gönderilmeye karar verildi.
İmtihana tabi tutulacaklardı..
Sırasıyla beden elbisesini giyip dünyaya geldiler ruhlar.
Olgunlaşma, tanıma ve tanışma süresi tanındı.
Ruhlar bu arada arkadaşlarını, yandaşlarını, ruhuna münasip ruhları buldular, hayatları süresince.
Nihayet her şey netleşti, ruhlar kendisini, kimlik ve sahsiyetlerini buldu.
Artık karar verilmek üzere kılıflara sarılıp ruhlar meclisine, kategorilerine ayrılarak bölüm bölüm meclislerine alındılar.
Ruhlar gelmeye ve bir yandan da gitmeye devam ediyor
Son ruhların gelişide bitip mukadder olan sonuçlar sonuçlanınca uzunca bir süreç içerisinde son karargahlari ve mekanları olan ve adına cennet ve cehennem denilen yurtlarında yeni bir hayata başlamak üzere sonun ve sonsuzun başlangıcı olan kesişme noktasından gidiş ve varış başlamış olacaktır.
Rabbimiz hayırla sonuçlandırsın.
********
Zamanın ve mekânın ötesinde, henüz “varlık” kelimesinin dahi vücut bulmadığı bir devirde, bir Ruhlar Âlemi vardı. O âlem, kudret-i İlâhî’nin sırrına mazhar olmuş, henüz beden elbisesine bürünmemiş varlıkların meclisiydi. Her bir ruh, Rabbini tanıma kabiliyetiyle yaratılmıştı. Henüz dünya tezgâhına gönderilmeden evvel hepsi bir “mîsak” ile imtihana davet edilecekti.
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dediklerinde: “Evet, Rabbimizsin” dediler.
(A’râf Sûresi, 172. âyet )
İşte o gün, “Elest Bezmi” denilen o ilâhî mecliste, ruhlar Rablerine söz verdiler. Bu söz, fıtratlarına mühürlendi. Fakat o ahdin sırrı, dünya imtihanının içinde gizlendi.
RUHLARIN DÜNYA SEFERİ
Ruhların bir kısmı, yüce bir hikmetle, “beden” denilen geçici bir kılıfla donatıldı. Her biri birer emanetçi olarak dünyaya gönderildi. Bu dünya, bir kalite kontrol merkezi, bir imtihan atölyesi idi.
Ruhlar burada; sabırla, musibetle, nimetle, ilimle, cehaletle, iyilik ve kötülükle sınandılar. Kimisi hakikate meyletti, kimisi fâni zevklere kandı. Kimisi kalbini nurlandırdı, kimisi nefsinin zindanına hapsetti.
Fakat hepsi, birbirini buldu; kimisi hakikate gönül verenlerle, kimisi zıddına meyledenlerle. Çünkü ruhlar, benzer frekanslarda yankılanır. Nitekim hadis-i şerifte bu sır şöyle ifade edilir:
“Ruhlar ordular hâlindedir; birbirine uygun olanlar kaynaşır, aykırı olanlar ayrılır.”
(Buhârî, Enbiyâ 2)
RUHLAR MECLİSİNE DÖNÜŞ
Zaman tamamlandığında, her ruh artık tanınmış, kimliğini bulmuş, sahasını belirlemiştir. Dünya bir ayrıştırma tezgâhı, bir tasnif merkezi olmuştur. Her ruh, özüne göre bir meclise çağrılır:
• Nurlanmış ruhlar, Rahmet Meclisi’ne.
• Karanlıkta kalmış ruhlar, azabın çemberine.
“Her nefis ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz.”
(Ankebût Sûresi, 57. âyet )
Ve işte o dönüş, **“Ruhlar Meclisi”**nin ikinci perdesidir. Burada ruhlar, dünya seyahatinin muhasebesine alınır. Her biri, kazancını ve kaybını, hakkını ve haddini orada görür.
Nihayet ilâhî hüküm tecelli eder:
Kimi Cennet denilen saadet yurduna, kimi Cehennem denilen pişmanlık ocağına sevk edilir.
“O gün herkesin kazandığı kendisine bildirilecek; onlar zulme uğratılmayacaklardır.”
(Zilzâl Sûresi, 7–8. âyetler )
RUHLARIN SON YURDU
Cennet, arınmış ruhların karargâhıdır;
Cehennem ise nefsine uymuş ruhların cezalandığı menzildir.
Her ruh, ezelde verdiği söze göre, ebedî hayatta yerini bulur. İşte o zaman, “son” sandığımız şey, “sonsuzun başlangıcı” olur.
Rabbimiz, bu büyük dönüşü hayırla neticelendirsin;
Ruhumuzu iman, teslimiyet ve rıza ile huzur meclisine kabul buyursun.
KONU İLE ALAKALI ÂYETLER VE MÜRÂDİFLERİ
• A’râf Sûresi 172:
“Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini çıkarıp kendilerini nefislerine şahit tutmuştu: ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ demişti. Onlar da ‘Evet, Rabbimizsin’ demişlerdi.”
(Elest Bezmi’nin aslı.)
• Bakara Sûresi 156:
“Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde ‘Biz Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz’ derler.”
(Ruhun dönüş şuuru.)
• Mü’minûn Sûresi 115:
“Sizi boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”
(Dünya imtihanının hikmetine işaret.)
• Yâsîn Sûresi 12:
“Şüphesiz ölüleri dirilten biziz; onların yaptıklarını ve eserlerini biz yazarız.”
(Amel defteri ve ruh muhasebesi.)
• Zilzâl Sûresi 7–8:
“Kim zerre kadar hayır işlerse onu görür. Kim de zerre kadar şer işlerse onu görür.”
(Netice meclisinin adaleti.)
ÖZET
Ruhlar, ezelde Rablerine söz vermiş, bu sözü isbat için dünyaya gönderilmiştir. Dünya, ruhların imtihan edildiği bir tasnif meydanıdır. Ruhlar, bu süreçte özlerini ve özüne uygun eşlerini tanır, hakikat yolunda veya bâtıl tarafında yer alır. Ölümle birlikte beden kılıfından sıyrılan ruh, tekrar Ruhlar Meclisi’ne döner. Burada ebedî karar verilir: Cennet veya Cehennem. Bu dönüş, son değil; sonsuzun başlangıcıdır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
05/11/2025
![]()

